Bayramın son günü, sıcak ve güzel bir sofrada hoş bir sohbet sürerken, bir anlık yemek telaşesine düşen kadınların olmayışından sohbet, erkekler arasında askerlik hatıralarına dönüştü. "Efendim, süründüm, ceza aldım, iyi atışı yaptım, ödülü aldım." Derken, askerliğini yedek subay olarak tamamlamış, dürüst ve liyakatli bir şekilde uzun zaman hudut kapısında görev yapmış beyefendinin anılarına sıra geldi.
Üstlerine verdiği güvenden dolayı askerlik süresince yeri değiştirilmemiş, rüşvet almamış ve birçok insana yardımcı olmuş, kaçakçılara göz açtırmamış. Tabii, her zaman işler yolunda gitmemiş; bir anısında Askerlerim bir gün bir kaçakçıyı yakaladılar. Irak vatandaşıydı ve üzerinde kurşun şarjörleriyle ölü ele geçirildi. Muhtemelen arkadaşları silahını almıştı. Irak vatandaşı olduğundan, sınırda Irak yetkililerine teslim ettik; fakat görevli komutan, kaçakçıya tükürüp hakaretler ettiğini söylediler. Irak sınır görevlisinin yaptığı beni üzmüştü. Kendisine, "33 kurşun şiirini bilir misin?" diye sordum, "Yok, bilmiyorum," dedi. Bir dönem 33 köylü, kaçakçılık suçlamasıyla toplu halde kurşuna dizilmiş; emri veren daha sonra yargılanıp hapse atılmış, dedim. "100 yıllardır 4 ülke sınırında aşiretlere bölünmüş parçalı yaşayan, ağırlıklı Kürt ve diğer halkların payına düşen bu kan ve çile.
Günümüzde hâlâ sınırın bir tarafında asılan Kürt siyasetçiler, bir tarafında aşiret yönetimi ve İHA saldırıları, bir diğer tarafında IŞİD katliamları. Durum bu denli karmaşık; bölgedeki yönetimler demokratik gelişmelere karşı son derece otoriter baskıcı davranırken, o dönemin koşullarında 1942’de 32 köylüyü kurşuna dizilme emrini veren ordu komutanı Mustafa Muğlalı nasıl oldu da yargılandı ve ceza aldı? Toplu infazın açığa çıkması için yapılan mücadelede 33 kurşun şiirini yazan Ahmet Arif'in anılarında anlattıklarının bir kısmı şöyle.
Diyarbakır milletvekili Mustafa Ekinci, Parlamentoya olayı getirip önerge verdi; Demokrat Parti Doğuda bununla seçimi kazandı. Yani jandarma dayağı, cinayetler ve bir de sigara paketi gösterip, "Bunu beş kuruşa içireceğiz," diyorlardı. Yenice sigarasına iktidara gelir gelmez 50 kuruş zam yaptılar. Demokrat Parti'nin o dönemde yaptığı seçim çalışması, AK Parti'nin iktidara geldiği döneme ne kadar da benziyor; AK Parti seçim kampanyasında Erdoğan’ın simit hesabı, Kürtler, Aleviler ve diğer azınlıklar sorununu öne çıkartması, özellikle Güneydoğu da ilk dönemlerde kendisine çıkan oylarda büyük katkı sağladı.
Neredeyse 25 yıllık bu AKP döneminde gelinen nokta, kayyum uygulamaları, cezaevlerine doldurulmuş siyasetçiler ve gazeteciler, yaşadığımız ağır ekonomik sorunlar ve siyasal baskılar sürerken, başlatılan Kürt sorununa iktidarın deyimiyle terörsüz Türkiye süreci… Sürecin çözüm için yapılan çalışmalar gelinen noktada toplum için çatışmaların durmasından başka kayda değer demokratik gelişmenin yaşanmaması, uzaması ve karmaşık durumu toplum için anlamsız bir çalışma fikrinin gelişmesine neden olmaktadır. Umudumuz ve temennimiz, demokratik adımların atılması ve geçmişte yaşanan sıkıntıların tekrar yaşanmamasıdır.