Temmuz ayında en az 182 işçi hayatını kaybetti

Sağlık (isigmeclisi@gmail.com) - isigmeclisi@gmail.com | 08.08.2023 - 14:58, Güncelleme: 27.08.2023 - 20:15 5399+ kez okundu.
 

Temmuz ayında en az 182 işçi hayatını kaybetti

Raporumuzun başlangıcında Akbelen’den Dikmece’ye, Ulubey’den Kazdağları’na, Avcıpınarı’ndan Cudi’ye; ağacına, ormanına, suyuna, zeytinine, havasına, toprağına, nohutuna, susamına, incirine, cevizine, börtü böceğine... kısaca Türkiye’nin dört bir yanında yaşam alanlarımız için geleceğimiz için mücadele edenlere, direnenlere selam olsun...
Akbelen’de emeğin hakkı ve yaşam hakkı mücadelesi birbirinden ayrılamaz Tam da bu noktada altını çizmek istediğimiz önemli bir husus var: Özellikle koronavirüs pandemisi de bir kez daha gösterdi ki sermaye egemenliği insanlığın ve tüm yaşamın sonunu getirme noktasına geldi. İşçi sınıfının tarihsel olarak görevi daha da genişlemiş durumda. Ancak hal böyleyken Akbelen’deki direnişe karşı işçileri ve ailelerini direnişe karşı alana çıkarmak “çalışma hakkı” ile “doğayı koruma” mücadelesini karşı karşıya getirmek ve destek verenleri “dışarıdan gelmek”le suçlamak son derece yanlıştır. Hatırlatıyoruz: On yıl önce Yeniköy ve Kemerköy termik santrallerinin özelleştirilerek Limak Holding’e satılmasına karşı enerji ve maden işçilerinin 400 günden fazla sürdürdüğü onurlu direniş ve mücadelede, bugün “dışarıdan gelenler” denilen emekçiler de oradaydı ve bu mücadelenin sesini Türkiye’nin dört bir yanına taşımışlardı. Özelleştirme sürecinde direniş alanında “leşçi akbabalar” denilen ve karşı çıkılan ise Limak Holding idi. Ancak bugün sendikal bürokrasi işçileri, Limak’ın arkasında “iş kaygısı” ile yedeklemek istiyor. Yani işçilerin gözüne “iş kaygısı” perdesi çekilerek, komşusu ve köylüsü ile karşı karşıya getirmek isteniyor. İşçilerin çıkarı doğası için mücadele eden halkın, üretici köylünün, emeği ile geçinen komşusunun çıkarı ile ortaktır. Limak Holding gibi sermayedarlar ancak ucuz emek ve kömürü-enerjiyi yağmalamak için gelirler. Bunu piyasaya satarlar. Ormanı, toprağı yağmalarlar ve işleri bitince çekip giderler... Sıcakta çalış(tır)ma Haziran ayı iş cinayeti raporunda bu duruma dikkat çekmiş ve alınması gereken önlemleri belirtmiştik. Ancak devlet yine “işiniz yoksa öğle saatlerinde dışarı çıkmayın, bol sıvı alın, güneşte kalmayın” uyarıları dışında bir önlem almadı. İşçiler tarlalarda, yollarda, inşaatlarda, elektrik direklerinde, tersanelerde, bürolarda... 40-50 derece hissedilen sıcaklıklarda çalışmaya devam ettiler. İzmir’de bir kadın PTT işçisi arkadaşımız öğle sıcağında dağıtım yaparken beyin kanaması geçirerek yoğun bakıma alındı. Osmaniye’de bir enerji işçisi arkadaşımız çalışırken kalp krizi geçirdi. Sıcakta çalıştırmanın işçilerin ölümüne neden olmasının diğer yönü de özellikle tarım işçilerinin serinlemek için girdikleri gölet ve kanallarda boğularak hayatlarını kaybetmeleri oldu. Gerekli önlemler alınmadığı taktirde işçilerin hukuken “çalışmaktan kaçınma hakkı” var. Ancak işçiye bu hakkını kullanma çağrısı yapmak büyük bir çoğunlukla kuru laf olarak kalıyor. Çünkü bu hakkı ancak “örgütlü işçiler” hayata geçirebiliyor. Konumuz olan “sıcakta çalıştırma”da ise Türkiye’de bir yasal düzenleme söz konusu değil. Bu düzenlemenin yapılması için her düzeyde mücadele etmek de işçi sınıfının bir görevi olarak önünde duruyor. MKE’de bir patlama daha Ankara Elmadağ Barutsan Fabrikası dinamit atölyesinde 5 işçinin öldüğü patlamanın üzerinden henüz 38 gün geçmişken 18 Temmuz’da Kayaş’ta bulunan MKE Kapsül Fabrikası’nda bir patlama gerçekleşti. Dört işçinin vücudunun çeşitli bölgelerinde kimyasal yanıklar oluştu. 1931 yılında kurulan Kapsül Fabrikası’nda, Türk Silahlı Kuvvetleri, Jandarma Genel Komutanlığı ve Emniyet Teşkilatı ihtiyacına yönelik; yanıltıcı mühimmatlar, çeşitli kapsüller ve piroteknik mühimmatları, ses, ışık ve gaz mühimmatı üretimi yapılıyor. Patlama Kapsül Fabrikası’nda AR-GE faaliyetlerinin yapıldığı atölye bölgesinde, fosforun alevlenmesi ve diğer prototiplere sıçraması sonucu gerçekleşti. MKE Kapsül Fabrikası’na üretim ve denetimin modernizasyonuna yönelik teknik altyapı yatırımlarının yapılmadığı biliniyor. Basına yansıyan haberlere göre “iş güvenliği müdürü Mart ayında EYT’li olduğu için ayrıldı, üç ay boyunca yerine atama yapılmadı ve birim kapalı kaldı”. 10 Haziran’da Elmadağ’daki MKE tesisinde 5 işçinin yaşamını yitirdiği patlamadan iki gün sonra iş güvenliği birimi yeniden kuruldu. MKE bünyesindeki tesislerde çok ağır ve çok tehlikeli bir iş yapılmasına rağmen kurulduğundan bu yana neredeyse hiçbir teknolojik değişiklik görmemiştir. Daha önceki patlamalardan sonra hazırlanan raporlardan bilindiği üzere; mekanik, elektronik ve pnömatik cihaz, kumanda sistemleri ve ekipmanlarının çoğu ya yıpranmış ya eskimiştir. Modern hale getirilmeyen teknik ve eksik denetimlerle üretime devam etmek, fabrikalarda ve atölyelerde işin tehlike derecesine göre mekânsal organizasyonların ve işgücü planlamasının yapılmaması, yeterli ve prosedürlere uygun koruyucu ekipman tedarik edilmemesi, işçi sağlığı ve iş güvenliği koşullarını ortadan kaldırmaktadır. Tarım işçileri için ölüm ayı Özellikle Nisan ve Ekim ayları arasındaki dönem tarım faaliyetleri için zirve noktasıdır. Ancak alınmayan önlemler yüzünden işçiler açısından da ölümlerin en çok meydana geldiği aylardır. Özellikle işçi taşımacılığının kapalı kasa kamyonet, uygun olmayan servisler ve traktör römorkları gibi araçlarla yapılması ölümlere adeta davetiye çıkarmaktadır. Temmuz ayında da çalışırken hayatını kaybeden 56 işçinin 21’i bu nedenle aramızdan ayrılmıştır. 22 Temmuz’da Sultandağı'ndan gelip vişne ve kiraz toplayan tarım işçilerini taşıyan servis minibüsünün Afyon’un Çay ilçesinde devrilmesi sonucu biri çocuk sekiz işçi hayatını kaybetti. Minibüs eskiydi, 19 yaşındaki şoförün ehliyeti yoktu... Hatay Valiliği’ne göre asbest tehlikesi yok 15 Temmuz tarihinde sosyal medyadan bir duyuru paylaşan Hatay Valiliği, şehirde beşi moloz döküm sahası, biri park, biri konteyner kent olmak üzere yedi lokasyondan alınan numunelerin analizine göre asbestin “mevzuat standartlarının altında çıktığı” açıkladı. Bu açıklama, Hatay'da ve diğer 10 ilde depremin ilk haftalarından beri enkazın hızla, tozla, afet doğal alanlara ve zamana yayılarak moloza çevrilmesinin sosyal cinayet boyutlarında bir işçi, halk ve çevre sağlığı sorunu olduğunu sadece söylemeyen, belgeleyen, gösteren uzmanlara, Hatay'da moloz döküm yerlerine dair açılan yürütmeyi durdurma istemli idari işlemin iptali davasına ve halkta biriken tepkiye karşı yapılmış bir algı hamlesidir. Ne yazık ki yapılan sorunu zamana yayarak önemsizleştirmektir. Konuya dair arkadaşlarımız sahada çalışmalar yürütüyorlar ve bu çalışmalarda görüyoruz ki bölgede bir asbest tehlikesi gerçekliği vardır... ***   Yüzde 83’ünü ulusal basından; yüzde 17’sini ise işçilerin mesai arkadaşları, aileleri, iş güvenliği uzmanları, işyeri hekimleri, sendikalar ve yerel basından öğrendiğimiz bilgilere dayanarak tespit ettiğimiz kadarıyla, 2023 yılının ilk yedi ayında (Ocak’ta 116, Şubat’ta 195, Mart’ta 130, Nisan’da 123, Mayıs’ta 146, Haziran’da 159 ve Temmuz’da 182 olmak üzere) en az 1051 işçi hayatını kaybetti...   Temmuz ayında iş cinayetlerinin işkollarına göre dağılımı şöyle: Tarım, Orman işkolunda 56 emekçi (22 işçi ve 34 çiftçi); Taşımacılık işkolunda 28 işçi; İnşaat, Yol işkolunda 21 işçi; Belediye, Genel İşler işkolunda 16 işçi; Konaklama, Eğlence işkolunda 10 işçi; Ticaret, Büro, Eğitim, Sinema işkolunda 9 emekçi; Enerji işkolunda 8 işçi; Gıda, Şeker işkolunda 7 işçi; Metal işkolunda 6 işçi; Madencilik işkolunda 5 işçi; Gemi, Tersane, Deniz, Liman işkolunda 3 işçi; Tekstil, Deri işkolunda 2 işçi; Basın, Gazetecilik İşkolunda 2 işçi; Çimento, Toprak, Cam işkolunda 2 işçi; Sağlık, Sosyal Hizmetler işkolunda 2 işçi; Savunma, Güvenlik işkolunda 2 işçi; Petro-Kimya, Lastik işkolunda 1 işçi; Ağaç, Kâğıt işkolunda 1 işçi; elimizdeki veriler ışığında çalıştığı işkolunu belirleyemediğimiz 1 işçi hayatını kaybetti…   Temmuz ayında iş cinayetlerinin nedenlerine göre dağılımı şöyle: Trafik, Servis Kazası nedeniyle 52 işçi; Ezilme, Göçük nedeniyle 35 işçi; Elektrik Çarpması nedeniyle 22 işçi; Yüksekten Düşme nedeniyle 17 işçi; Kalp Krizi, Beyin Kanaması nedeniyle 16 işçi; Şiddet nedeniyle 11 işçi; Zehirlenme, Boğulma nedeniyle 9 işçi; İntihar nedeniyle 6 işçi; Patlama, Yanma nedeniyle 5 işçi; Kesilme, Kopma nedeniyle 3 işçi; diğer nedenlerden dolayı 6 işçi hayatını kaybetti…   Temmuz ayında iş cinayetlerinin yaş gruplarına göre dağılımı şöyle: 14 yaş ve altı 6 çocuk işçi, 15-17 yaş arası 4 çocuk/genç işçi, 18-29 yaş arası 38 işçi, 30-49 yaş arası 63 işçi, 50-64 yaş arası 47 işçi, 65 yaş ve üstü 15 işçi, yaşını bilmediğimiz 9 işçi hayatını kaybetti… Temmuz ayında 57 şehirde ve yurtdışında iki ülkede (kısa vadeli çalışmak için gidilen veya Türkiye menşeili şirketlerde çalışan) iş cinayeti tespit etmiş durumdayız: 15 ölüm İstanbul’da; 10 ölüm Afyon’da; 8 ölüm Antalya’da; 7’şer ölüm İzmir, Kocaeli ve Muğla’da; 6’şar ölüm Balıkesir, Manisa ve Samsun’da; 5’er ölüm Ankara, Aydın, Batman, Burdur, Bursa, Denizli ve Mardin’de; 4’er ölüm Çorum, Düzce, Edirne ve Kastamonu’da; 3’er ölüm Erzurum, Isparta, Kahramanmaraş, Karaman, Konya, Sivas ve Trabzon’da; 2’şer ölüm Adana, Ağrı, Çanakkale, Erzincan, Kütahya, Osmaniye ve Irak’ta; 1’er ölüm Aksaray, Ardahan, Bingöl, Bolu, Çankırı, Diyarbakır, Elazığ, Eskişehir, Giresun, Hatay, Kars, Kayseri, Kırıkkale, Kırklareli, Kırşehir, Malatya, Ordu, Sakarya, Sinop, Şanlıurfa, Tokat, Uşak, Van, Zonguldak ve Yunanistan’da meydana geldi… 2023 yılının Temmuz ayında iş cinayetlerinde hayatını kaybeden 182 işçinin isimleri… Ahmet T., Bülent Koç, Murat Çınar, Nezahat Telef, Ceylin Telef, Şakip Akın, Bülent Barut, Esmanur Solmuş, Cemal Aldemir, Yüksel Alagözyaylası, Hava Zafer, Gıyasettin Ar, Salih Akkuş, Ünal Can Akkuş, Güllüzar Balamut, Menekşe Cingöz, Neriman Turguteli, Huriye Köker, Perihan Bayar, Aysun Çetin, Doğan Menteşe, Okan Menteşe, Hakan Menteşe, Buluthan Aydın, İbrahim Ulu, Yıldıray Deniz, Mustafa Sert, Ali Sert, Fadime Kavak, Abdurrahman Ceylan, Hüseyin İpek, Mustafa Duran, Gülbeyaz Eryılmaz, Ali Öztürk, Hayatullah Recebi, Ali Aktaş, M.B., Ali Başğaçacı, Hüseyin Türköz, Mustafa Gürpınar, Seyit Eker, Hatice Genç, Mehmet Yüce, Ali Özgür, Sedat Özgür, Gökhan Özgür, Mehmet Özgür, Oğuzhan Karataş, Arsalan Doudkanlou, M.K., Zekeriya Dinç, İbrahim Altınışık, Hüseyin Cengiz, Tarık Bayar, Mehmet Ulupınar, Cevdet Yılmaz, Nurten Çetin, Tugay Aydar, Abdulbaki Onam, Emir Kesler, Şinasi Özdemir, Rejepbay Recepbayev, Yasin Bilgin, Ümit Dilmen, Mehmet Isparta, Süleyman Oruç, A.I., Nur Hayat Karataş, Esin Albayrak, Engin Saraçoğlu, Saliha Adıgüzel, Furkan Akbulut, Mehmet Deniz, Şükrü Karataç, Nuray Kocaoğlu, Tugay Kopal, Muhammet Ali Binen, Erol Doğan, Talha Çınaklı, Ahmet Bekkaya, Ahmet Doğukan Ataş, Burhan Karanlıkbulut, Hasan Hüseyin Yılmaz, Taner Efe Talay, Efekan Ender, Utku Karabaş, İbrahim Madenci, Maksut Beyazıt, Ali Karaoğlan, Umut Doğuç, Yunus Tam, Yaşar Nacaroğlu, Ramazan Güneysu, Selami Baş, Mustafa Çakır, Enes Kurnaz, Nihat Orhan, Ahmet Kurt, Uğur Sağlık, Cengiz Durmuş, Ayhan Boğa, Burhanettin Koç, Ufuk Kasar, Hüseyin Özyalçın, M.G., Ali Karadoğu, Emrah Baki, Emirhan Türker, Bayram Ali Akdilek, Mitat Yılmaz, Hasan Sertgöz, Yusuf Gönülalan, Erhan Karatekin, Erdem Ezgi, Seçkin Şen, Zeki Toşa, Erdinç İnan, Volkan Biricik, Murat Zencir, Nurettin Tığlıgil, Samet Kubiloğlu, Sezai Güden, Şahin Öz, M.Ç., Muharrem Kuru, Murat Bekmezci, Serkan Ünal, Telli Çakır, Nihat Sofuoğlu, Mehmet Karataş Buldan, Mehmet Salih Barut, Kerim Şahin, Mustafa Nehir, Aşkın Umut Aykaçsın, Necip Uymaz, Emrah Gürbüz, Veysi Bilgiç, Hamit Bilgiç, Yusuf Murat, Yılmaz Gün, Deniz Gökkuş, Hikmet Deniz, Erhan Duman, Himmet Demirelli, Yasin Erol, Erdem Çakır, Yakup Aygül, Musa Yoldaş, Fikret Oğuz, Bekir Mete Oymak, Hakan Dursun, Sultan Zencirci, Mevlüt Otuzoğlu, Diana Volutska, Aykut Çelik, Mustafa Erol, Seyfi Melih Sezgin, Onurhan Ekiz, İlker Çalışkan, Durmuş Araç, Durmuş Mert, Mustafa Tatlı, Alp Efe Bekit, Mustafa Karakoç, Ceyhun Balcı, Siyamak Mir, Münevver Bilir, G.U., Adem Koçak, Fadime Durdu, Mehmet Bal, Tamer Yatan, Kasım Kalın, Fırat Çiçek, Emin Akyüz, Mahmut Yıldız, Doğukan Işık, Caner Özbek, H. Ajmal Mustaki, Ulaş Can Ergen ve ismini öğrenemediğimiz iki işçi... İşçi Sağlığı ve İş Güvenliği Meclisi
Raporumuzun başlangıcında Akbelen’den Dikmece’ye, Ulubey’den Kazdağları’na, Avcıpınarı’ndan Cudi’ye; ağacına, ormanına, suyuna, zeytinine, havasına, toprağına, nohutuna, susamına, incirine, cevizine, börtü böceğine... kısaca Türkiye’nin dört bir yanında yaşam alanlarımız için geleceğimiz için mücadele edenlere, direnenlere selam olsun...

Akbelen’de emeğin hakkı ve yaşam hakkı mücadelesi birbirinden ayrılamaz

Tam da bu noktada altını çizmek istediğimiz önemli bir husus var: Özellikle koronavirüs pandemisi de bir kez daha gösterdi ki sermaye egemenliği insanlığın ve tüm yaşamın sonunu getirme noktasına geldi. İşçi sınıfının tarihsel olarak görevi daha da genişlemiş durumda. Ancak hal böyleyken Akbelen’deki direnişe karşı işçileri ve ailelerini direnişe karşı alana çıkarmak “çalışma hakkı” ile “doğayı koruma” mücadelesini karşı karşıya getirmek ve destek verenleri “dışarıdan gelmek”le suçlamak son derece yanlıştır.

Hatırlatıyoruz: On yıl önce Yeniköy ve Kemerköy termik santrallerinin özelleştirilerek Limak Holding’e satılmasına karşı enerji ve maden işçilerinin 400 günden fazla sürdürdüğü onurlu direniş ve mücadelede, bugün “dışarıdan gelenler” denilen emekçiler de oradaydı ve bu mücadelenin sesini Türkiye’nin dört bir yanına taşımışlardı. Özelleştirme sürecinde direniş alanında “leşçi akbabalar” denilen ve karşı çıkılan ise Limak Holding idi. Ancak bugün sendikal bürokrasi işçileri, Limak’ın arkasında “iş kaygısı” ile yedeklemek istiyor. Yani işçilerin gözüne “iş kaygısı” perdesi çekilerek, komşusu ve köylüsü ile karşı karşıya getirmek isteniyor.

İşçilerin çıkarı doğası için mücadele eden halkın, üretici köylünün, emeği ile geçinen komşusunun çıkarı ile ortaktır. Limak Holding gibi sermayedarlar ancak ucuz emek ve kömürü-enerjiyi yağmalamak için gelirler. Bunu piyasaya satarlar. Ormanı, toprağı yağmalarlar ve işleri bitince çekip giderler...

Sıcakta çalış(tır)ma
Haziran ayı iş cinayeti raporunda bu duruma dikkat çekmiş ve alınması gereken önlemleri belirtmiştik. Ancak devlet yine “işiniz yoksa öğle saatlerinde dışarı çıkmayın, bol sıvı alın, güneşte kalmayın” uyarıları dışında bir önlem almadı. İşçiler tarlalarda, yollarda, inşaatlarda, elektrik direklerinde, tersanelerde, bürolarda... 40-50 derece hissedilen sıcaklıklarda çalışmaya devam ettiler. İzmir’de bir kadın PTT işçisi arkadaşımız öğle sıcağında dağıtım yaparken beyin kanaması geçirerek yoğun bakıma alındı. Osmaniye’de bir enerji işçisi arkadaşımız çalışırken kalp krizi geçirdi. Sıcakta çalıştırmanın işçilerin ölümüne neden olmasının diğer yönü de özellikle tarım işçilerinin serinlemek için girdikleri gölet ve kanallarda boğularak hayatlarını kaybetmeleri oldu.

Gerekli önlemler alınmadığı taktirde işçilerin hukuken “çalışmaktan kaçınma hakkı” var. Ancak işçiye bu hakkını kullanma çağrısı yapmak büyük bir çoğunlukla kuru laf olarak kalıyor. Çünkü bu hakkı ancak “örgütlü işçiler” hayata geçirebiliyor. Konumuz olan “sıcakta çalıştırma”da ise Türkiye’de bir yasal düzenleme söz konusu değil. Bu düzenlemenin yapılması için her düzeyde mücadele etmek de işçi sınıfının bir görevi olarak önünde duruyor.

MKE’de bir patlama daha
Ankara Elmadağ Barutsan Fabrikası dinamit atölyesinde 5 işçinin öldüğü patlamanın üzerinden henüz 38 gün geçmişken 18 Temmuz’da Kayaş’ta bulunan MKE Kapsül Fabrikası’nda bir patlama gerçekleşti. Dört işçinin vücudunun çeşitli bölgelerinde kimyasal yanıklar oluştu.

1931 yılında kurulan Kapsül Fabrikası’nda, Türk Silahlı Kuvvetleri, Jandarma Genel Komutanlığı ve Emniyet Teşkilatı ihtiyacına yönelik; yanıltıcı mühimmatlar, çeşitli kapsüller ve piroteknik mühimmatları, ses, ışık ve gaz mühimmatı üretimi yapılıyor. Patlama Kapsül Fabrikası’nda AR-GE faaliyetlerinin yapıldığı atölye bölgesinde, fosforun alevlenmesi ve diğer prototiplere sıçraması sonucu gerçekleşti. MKE Kapsül Fabrikası’na üretim ve denetimin modernizasyonuna yönelik teknik altyapı yatırımlarının yapılmadığı biliniyor. Basına yansıyan haberlere göre “iş güvenliği müdürü Mart ayında EYT’li olduğu için ayrıldı, üç ay boyunca yerine atama yapılmadı ve birim kapalı kaldı”. 10 Haziran’da Elmadağ’daki MKE tesisinde 5 işçinin yaşamını yitirdiği patlamadan iki gün sonra iş güvenliği birimi yeniden kuruldu.

MKE bünyesindeki tesislerde çok ağır ve çok tehlikeli bir iş yapılmasına rağmen kurulduğundan bu yana neredeyse hiçbir teknolojik değişiklik görmemiştir. Daha önceki patlamalardan sonra hazırlanan raporlardan bilindiği üzere; mekanik, elektronik ve pnömatik cihaz, kumanda sistemleri ve ekipmanlarının çoğu ya yıpranmış ya eskimiştir. Modern hale getirilmeyen teknik ve eksik denetimlerle üretime devam etmek, fabrikalarda ve atölyelerde işin tehlike derecesine göre mekânsal organizasyonların ve işgücü planlamasının yapılmaması, yeterli ve prosedürlere uygun koruyucu ekipman tedarik edilmemesi, işçi sağlığı ve iş güvenliği koşullarını ortadan kaldırmaktadır.

Tarım işçileri için ölüm ayı
Özellikle Nisan ve Ekim ayları arasındaki dönem tarım faaliyetleri için zirve noktasıdır. Ancak alınmayan önlemler yüzünden işçiler açısından da ölümlerin en çok meydana geldiği aylardır. Özellikle işçi taşımacılığının kapalı kasa kamyonet, uygun olmayan servisler ve traktör römorkları gibi araçlarla yapılması ölümlere adeta davetiye çıkarmaktadır. Temmuz ayında da çalışırken hayatını kaybeden 56 işçinin 21’i bu nedenle aramızdan ayrılmıştır. 22 Temmuz’da Sultandağı'ndan gelip vişne ve kiraz toplayan tarım işçilerini taşıyan servis minibüsünün Afyon’un Çay ilçesinde devrilmesi sonucu biri çocuk sekiz işçi hayatını kaybetti. Minibüs eskiydi, 19 yaşındaki şoförün ehliyeti yoktu...

Hatay Valiliği’ne göre asbest tehlikesi yok
15 Temmuz tarihinde sosyal medyadan bir duyuru paylaşan Hatay Valiliği, şehirde beşi moloz döküm sahası, biri park, biri konteyner kent olmak üzere yedi lokasyondan alınan numunelerin analizine göre asbestin “mevzuat standartlarının altında çıktığı” açıkladı. Bu açıklama, Hatay'da ve diğer 10 ilde depremin ilk haftalarından beri enkazın hızla, tozla, afet doğal alanlara ve zamana yayılarak moloza çevrilmesinin sosyal cinayet boyutlarında bir işçi, halk ve çevre sağlığı sorunu olduğunu sadece söylemeyen, belgeleyen, gösteren uzmanlara, Hatay'da moloz döküm yerlerine dair açılan yürütmeyi durdurma istemli idari işlemin iptali davasına ve halkta biriken tepkiye karşı yapılmış bir algı hamlesidir. Ne yazık ki yapılan sorunu zamana yayarak önemsizleştirmektir. Konuya dair arkadaşlarımız sahada çalışmalar yürütüyorlar ve bu çalışmalarda görüyoruz ki bölgede bir asbest tehlikesi gerçekliği vardır...

***

 

Yüzde 83’ünü ulusal basından; yüzde 17’sini ise işçilerin mesai arkadaşları, aileleri, iş güvenliği uzmanları, işyeri hekimleri, sendikalar ve yerel basından öğrendiğimiz bilgilere dayanarak tespit ettiğimiz kadarıyla, 2023 yılının ilk yedi ayında (Ocak’ta 116, Şubat’ta 195, Mart’ta 130, Nisan’da 123, Mayıs’ta 146, Haziran’da 159 ve Temmuz’da 182 olmak üzere) en az 1051 işçi hayatını kaybetti...

 

Temmuz ayında iş cinayetlerinin işkollarına göre dağılımı şöyle:

Tarım, Orman işkolunda 56 emekçi (22 işçi ve 34 çiftçi); Taşımacılık işkolunda 28 işçi; İnşaat, Yol işkolunda 21 işçi; Belediye, Genel İşler işkolunda 16 işçi; Konaklama, Eğlence işkolunda 10 işçi; Ticaret, Büro, Eğitim, Sinema işkolunda 9 emekçi; Enerji işkolunda 8 işçi; Gıda, Şeker işkolunda 7 işçi; Metal işkolunda 6 işçi; Madencilik işkolunda 5 işçi; Gemi, Tersane, Deniz, Liman işkolunda 3 işçi; Tekstil, Deri işkolunda 2 işçi; Basın, Gazetecilik İşkolunda 2 işçi; Çimento, Toprak, Cam işkolunda 2 işçi; Sağlık, Sosyal Hizmetler işkolunda 2 işçi; Savunma, Güvenlik işkolunda 2 işçi; Petro-Kimya, Lastik işkolunda 1 işçi; Ağaç, Kâğıt işkolunda 1 işçi; elimizdeki veriler ışığında çalıştığı işkolunu belirleyemediğimiz 1 işçi hayatını kaybetti…

 

Temmuz ayında iş cinayetlerinin nedenlerine göre dağılımı şöyle:

Trafik, Servis Kazası nedeniyle 52 işçi; Ezilme, Göçük nedeniyle 35 işçi; Elektrik Çarpması nedeniyle 22 işçi; Yüksekten Düşme nedeniyle 17 işçi; Kalp Krizi, Beyin Kanaması nedeniyle 16 işçi; Şiddet nedeniyle 11 işçi; Zehirlenme, Boğulma nedeniyle 9 işçi; İntihar nedeniyle 6 işçi; Patlama, Yanma nedeniyle 5 işçi; Kesilme, Kopma nedeniyle 3 işçi; diğer nedenlerden dolayı 6 işçi hayatını kaybetti…

 

Temmuz ayında iş cinayetlerinin yaş gruplarına göre dağılımı şöyle:

14 yaş ve altı 6 çocuk işçi, 15-17 yaş arası 4 çocuk/genç işçi, 18-29 yaş arası 38 işçi, 30-49 yaş arası 63 işçi, 50-64 yaş arası 47 işçi, 65 yaş ve üstü 15 işçi, yaşını bilmediğimiz 9 işçi hayatını kaybetti…

Temmuz ayında 57 şehirde ve yurtdışında iki ülkede (kısa vadeli çalışmak için gidilen veya Türkiye menşeili şirketlerde çalışan) iş cinayeti tespit etmiş durumdayız:

15 ölüm İstanbul’da; 10 ölüm Afyon’da; 8 ölüm Antalya’da; 7’şer ölüm İzmir, Kocaeli ve Muğla’da; 6’şar ölüm Balıkesir, Manisa ve Samsun’da; 5’er ölüm Ankara, Aydın, Batman, Burdur, Bursa, Denizli ve Mardin’de; 4’er ölüm Çorum, Düzce, Edirne ve Kastamonu’da; 3’er ölüm Erzurum, Isparta, Kahramanmaraş, Karaman, Konya, Sivas ve Trabzon’da; 2’şer ölüm Adana, Ağrı, Çanakkale, Erzincan, Kütahya, Osmaniye ve Irak’ta; 1’er ölüm Aksaray, Ardahan, Bingöl, Bolu, Çankırı, Diyarbakır, Elazığ, Eskişehir, Giresun, Hatay, Kars, Kayseri, Kırıkkale, Kırklareli, Kırşehir, Malatya, Ordu, Sakarya, Sinop, Şanlıurfa, Tokat, Uşak, Van, Zonguldak ve Yunanistan’da meydana geldi…

2023 yılının Temmuz ayında iş cinayetlerinde hayatını kaybeden 182 işçinin isimleri…
Ahmet T., Bülent Koç, Murat Çınar, Nezahat Telef, Ceylin Telef, Şakip Akın, Bülent Barut, Esmanur Solmuş, Cemal Aldemir, Yüksel Alagözyaylası, Hava Zafer, Gıyasettin Ar, Salih Akkuş, Ünal Can Akkuş, Güllüzar Balamut, Menekşe Cingöz, Neriman Turguteli, Huriye Köker, Perihan Bayar, Aysun Çetin, Doğan Menteşe, Okan Menteşe, Hakan Menteşe, Buluthan Aydın, İbrahim Ulu, Yıldıray Deniz, Mustafa Sert, Ali Sert, Fadime Kavak, Abdurrahman Ceylan, Hüseyin İpek, Mustafa Duran, Gülbeyaz Eryılmaz, Ali Öztürk, Hayatullah Recebi, Ali Aktaş, M.B., Ali Başğaçacı, Hüseyin Türköz, Mustafa Gürpınar, Seyit Eker, Hatice Genç, Mehmet Yüce, Ali Özgür, Sedat Özgür, Gökhan Özgür, Mehmet Özgür, Oğuzhan Karataş, Arsalan Doudkanlou, M.K., Zekeriya Dinç, İbrahim Altınışık, Hüseyin Cengiz, Tarık Bayar, Mehmet Ulupınar, Cevdet Yılmaz, Nurten Çetin, Tugay Aydar, Abdulbaki Onam, Emir Kesler, Şinasi Özdemir, Rejepbay Recepbayev, Yasin Bilgin, Ümit Dilmen, Mehmet Isparta, Süleyman Oruç, A.I., Nur Hayat Karataş, Esin Albayrak, Engin Saraçoğlu, Saliha Adıgüzel, Furkan Akbulut, Mehmet Deniz, Şükrü Karataç, Nuray Kocaoğlu, Tugay Kopal, Muhammet Ali Binen, Erol Doğan, Talha Çınaklı, Ahmet Bekkaya, Ahmet Doğukan Ataş, Burhan Karanlıkbulut, Hasan Hüseyin Yılmaz, Taner Efe Talay, Efekan Ender, Utku Karabaş, İbrahim Madenci, Maksut Beyazıt, Ali Karaoğlan, Umut Doğuç, Yunus Tam, Yaşar Nacaroğlu, Ramazan Güneysu, Selami Baş, Mustafa Çakır, Enes Kurnaz, Nihat Orhan, Ahmet Kurt, Uğur Sağlık, Cengiz Durmuş, Ayhan Boğa, Burhanettin Koç, Ufuk Kasar, Hüseyin Özyalçın, M.G., Ali Karadoğu, Emrah Baki, Emirhan Türker, Bayram Ali Akdilek, Mitat Yılmaz, Hasan Sertgöz, Yusuf Gönülalan, Erhan Karatekin, Erdem Ezgi, Seçkin Şen, Zeki Toşa, Erdinç İnan, Volkan Biricik, Murat Zencir, Nurettin Tığlıgil, Samet Kubiloğlu, Sezai Güden, Şahin Öz, M.Ç., Muharrem Kuru, Murat Bekmezci, Serkan Ünal, Telli Çakır, Nihat Sofuoğlu, Mehmet Karataş Buldan, Mehmet Salih Barut, Kerim Şahin, Mustafa Nehir, Aşkın Umut Aykaçsın, Necip Uymaz, Emrah Gürbüz, Veysi Bilgiç, Hamit Bilgiç, Yusuf Murat, Yılmaz Gün, Deniz Gökkuş, Hikmet Deniz, Erhan Duman, Himmet Demirelli, Yasin Erol, Erdem Çakır, Yakup Aygül, Musa Yoldaş, Fikret Oğuz, Bekir Mete Oymak, Hakan Dursun, Sultan Zencirci, Mevlüt Otuzoğlu, Diana Volutska, Aykut Çelik, Mustafa Erol, Seyfi Melih Sezgin, Onurhan Ekiz, İlker Çalışkan, Durmuş Araç, Durmuş Mert, Mustafa Tatlı, Alp Efe Bekit, Mustafa Karakoç, Ceyhun Balcı, Siyamak Mir, Münevver Bilir, G.U., Adem Koçak, Fadime Durdu, Mehmet Bal, Tamer Yatan, Kasım Kalın, Fırat Çiçek, Emin Akyüz, Mahmut Yıldız, Doğukan Işık, Caner Özbek, H. Ajmal Mustaki, Ulaş Can Ergen ve ismini öğrenemediğimiz iki işçi...

İşçi Sağlığı ve İş Güvenliği Meclisi

Habere ifade bırak !
Habere ait etiket tanımlanmamış.
Okuyucu Yorumları (0)

Yorumunuz başarıyla alındı, inceleme ardından en kısa sürede yayına alınacaktır.

Yorum yazarak Topluluk Kuralları’nı kabul etmiş bulunuyor ve marmaracagdas.com sitesine yaptığınız yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan tüm yorumlardan site yönetimi hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Sitemizden en iyi şekilde faydalanabilmeniz için çerezler kullanılmaktadır, sitemizi kullanarak çerezleri kabul etmiş saylırsınız.
.com/890.js">

deneme bonusu veren siteler 2023 bahis siteleri deneme bonusu veren siteler